Siirt 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda toplanan grup adına açıklamaya yapan Hak-İş Siirt İl Başkan Yardımcısı Mehmet İhsan Karsak, bugün 81 ilde dayanışmayı ve mücadeleyi haykırmak için alanlara çıktıklarını söyledi.
Tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutlayan Karsak, "48 yıldır emeğimizin ve alın terimizin hakkı için, hayat pahalılığı ve yoksullukla mücadele edilmesi için, vergide adaletin sağlanması için ve sendikal örgütlülüğün artması için meydanlardayız." dedi.
İsrail’in Filistin topraklarında yaptığı zulümlerin sona ermesi için uluslararası toplumun hareket geçmesi çağrısında bulunan Karsak, şöyle konuştu:
"Sendika olarak, İsrail’in ve katil Netenyahu'nun uluslararası hukuk önünde en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz. Soykırıma karşı sessiz kalan AB, ABD ve onun kuklalarını, İslam İşbirliği Teşkilatı olmak üzere, Arap Birliği ve pek çok sözde İslam ülkesini yeterli tepki ve destek vermedikleri için kınıyoruz. Uluslararası toplumu Filistin’de yaşanan zulme karşı harekete geçmeye davet ediyoruz. Filistin topraklarında akan kanın ve katliamların durdurulması, Gazze’de onurları için, Özgür Filistin için canları pahasına mücadele eden kardeşlerimizi insan haklarının sağlanması için tüm dünya emekçilerini mücadele etmeye ve birlik olmaya davet ediyoruz."
“AŞIMIZA, EKMEĞİMİZE, EMEĞİMİZE SAHİP ÇIKMAK İÇİN”
Belediye-İş Sendikası 1 Mayıs işçi Bayramında bir araya geldi.
Sendika Başkanı Halit ve sendika üyeleri 15 Temmuz meydanında açıklama yaptı.
Akınay, "Dünyanın dört bir yanındaki emekçiler, işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta demokrasiye, adalete, eşitliğe, barışa ve kardeşliğe dair taleplerini haykıracak. Biz emekçiler bu ülkenin büyük çoğunluğuyuz. Bizler üreteniz. Bizler alın teriyle çalışan bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini emeğiyle var edenleriz. 1 Mayıs’ta demokrasi, hukuk, adalet ve laik demokratik cumhuriyet taleplerimizi bir kez daha dile getireceğiz. Biz emekçiler demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinin emekçiler için olmazsa olmaz olduğunu yaşayarak öğrendik. Laikliğin olmadığı bir ülkede demokrasinin, demokrasinin olmadığı ülkede hukukun olmadığını, Anayasal ifade, örgütlenme ve toplu sözleşme haklarımız gasp edilirken gördük. Hukukun olmadığı bir ülkede emekçilerin haklarının değil, buyrukların egemen olduğunu gördük. Emeğimizin üstünden büyük zenginlikler kazananlar, bizlere yoksulluğu, sefaleti, borçları ve geleceksizliği dayatıyorlar. Sermayenin vergileri bir gecede sıfırlanırken, yüksek vergi kesintileri nedeniyle emekçiler, Ocak ayında aldıkları ücretleri Mayıs ayında alamıyor. Bu da yetmez gibi ÖTV ve KDV gibi zengine de fakire de aynı oranda uygulanan adaletsiz dolaylı vergiler nedeniyle daha da yoksullaşıyor. Emekçi halkımız, emekliler hayat pahalılığından en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor."
