USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

COĞRAFYA KADER Mİ?-5

19-12-2022

Ünlü filozof İbn Haldun'un Mukaddime adlı eserinden yola çıkarak kadınların kaderini coğrafya üzerinden mercek altına almaya çalışacağız.

Yıllar önce Türbe Höyük kazılarında değerli hocamız Haluk Sağlamtimur’dan duymuştuk. Bir keresinde “bu höyükte yaşayan kadınlar 17 yaşında menapoza girer, 30 yaşında ölürlerdi” demişti.

Doğrusu bundan 6-7 bin yıl önceki insanların bu bölgede teknoloji olmadan hayatlarını çok uzun yıllar sürdürmeleri gerekiyordu. Ki erken yaşta ölümlerin nedeni de dinsel törenlerde kurban edilme de değildi. Avcılık ve toplayıcılık döneminden yaklaşık 5 bin yıl sonra yerleşik hayata geçen Türbe Höyüklüler hem çiftçilikle uğraşmış hem de mimariye önem vermiş ve limana yakın kentler inşa etmiştir.

Şimdi bakalım coğrafya kader midir?

Terör, töre ve iş cinayetleri, kan davaları ve işsizlik gibi sorunların hiç bitmediği bölgemizde, bir kız daha 15'ine gelmeden evliliğe ilk adımı atar. 20 yaşına geldiğinde saçları beyazlar, 40'ta görmeyen gözler, bükülen bel… Ve sonunda 50’sinde toprağa verilir. 

Ama aynı kadının hayatı, İskandinav ülkelerinde 50’sine geldiğinde yeni başlıyor.

Şimdi şu soruya sıra geldi: Uzun yaşamak mı, insan gibi yaşamak mı? 

Türbe Höyük kadınları mı, bizim kadınlarımız mı, yoksa İskandinav kadınları mı? Hangisi daha dolu yaşadı? Ya da soruyu biraz değiştirerek soralım, bu bölge mi insanlara daha mutlu ve huzurlu bir yaşam sunuyor, İskandinav ülkeleri mi? Yoksa 7 bin yıl öncesinin liman kentli Türbe Höyüklüler mi?

Şunu üzülerek söylüyoruz ki: İskandinav kadınları hem bölge kadınlarından hem de onların binlerce yıl önce Türbe Höyük’te yaşamış annelerinden daha dolu yaşıyor.

Eğer bölge kadınları binlerce yıl önce yaşamış anneleriyle aynı kaderi paylaşıyorsa, evet, coğrafya kaderdir.

Ama aynı önerme İskandinav kadınları için geçerli değil. Şöyle ki, İskandinav kadınlarının 5 bin yıl önceki anneleri Viking’di ve doğrusu pek zor bir hayatları vardı. Ömürleri kısaydı ve kısa ömürlerinde huzurları yoktu.

Sonra ne oldu? Kadını, erkeği, STK’sı ve tüm kurumlarıyla el ele verip kaderlerini değiştirdiler. 

Bölge kadınları çekirdek çitleyip dizi izlerken İskandinav kadınları spor yapıyor, kitap okuyor, hobileriyle uğraşıyor, hayata katkıda bulunuyorlar.

Demek ki coğrafya birey açısından da toplum açısından da kader değildir. Eğer biz de akla, hukuka ve ahlaka uygun planlar yapar ve elbirliğiyle planımızı hayata geçirirsek bölge kadınları da hem uzun ömürlü olacak hem de dolu dolu yaşayacak.

Tabii ki kadınların sağlıklı, huzurlu, üretken, dolayısıyla özgüvenli olduğu toplumların tüm bireyleri coğrafyayı yenmiş olurlar.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
İbrahim polat
İbrahim polat 1 yıl önce
Bu güzel yazı için sizleri kutluyorum. İnsanların ve insanlığın en güzel örneğini vermissiniz