Siirt'te, Trabzon'da Edirne'de Tatvan'da hiç fark etmez gazeteci her yerde gazetecidir, kamunun vicdanı, hakkın savunucusudur. Usulsüzlüğü söyledi diye bedelini sokakta canı pahasına dayak yiyerek ödeyendir. Zaten onu korumak isteyenleri engelleyenler varken kendisini koruyan bir yasa da yok.
Aslında karanlık yapıların hiçbir zaman istenmediği bir insandır gazeteci. Oysa demokrasiyi düşleyenler için gazeteci, karanlık bir tünelden giden ve yaklaştıkça tünelin ucunda görünen bir ışıktır.
Kötü dost olabilir bir gazeteci, kötü evlat, kötü kardeş; ama gazeteci, en azından karanlık dehlizlerde bile varlığı kötü insanları kendilerine çeki düzen vermeye yeter. Asla kötü bir gazeteci olmaz. Hep kirli bir düzen olsa da kalemini kirletmeyendir.
Neden kirletsin ki? "Gider pazarda limon satarım!" diyenlerin ilkidir gazeteci. Gider satar da; kalemini değil satmak, kirletmektense! "Limon! Limon!" diye bağırır akşamüstleri.
Gazeteci emekçidir, aç kalsa da vicdanını yaralamaz, kalemini utandırmaz.
Siyasete yön verdiği için belli zamanlarda birinci güç konumundadır. Güçten, iktidardan beslendiği için çıkarı çatıştığında Başbakanı geçmişte pijamayla karşılamaktan çekinmeyecek kadar utanan medya patronu değildir gazeteci.
Bizden kimse, falan ortaokulun falan öğrencisinin başarısını, amatör kümede yılın derbisini kimin kazandığını, reklam veren mağazaya göre değişen, nerede indirim var haberlerini, filan caddenin kaldırımları ile ilgili köşe yazılarını ve gazetenin tutumuna göre belediye başkanını aşırı öven veya aşırı eleştiren haberleri barındıran bir gazetecilik beklemesin.
Hem de dünya ve ülkemiz zor dönemlerden geçiyorken.
Biz aslında toplumun vicdanını kanadığı her olaya karşıyız. 2 dilim baklava çaldı diye cezaevine konulan çocuğun tutuklanmasına karşı çıktıysak, kadına tecavüzden hapiste yatan sapığa, bebek katili teröriste, hatta mafya babasının afla serbest bırakılmasına o kadar da karşıyız. Gazeteci aslında evinde iyi bir baba, çarşıda sokakta iyi bir vatandaş, kamuda kaynaklarını doğru kullanılmasını isteyip sağlayan iyi bir yurttaştır.
Az para verip çocuk işçi çalıştıranlara engel olacak kadar duruşlu, kamuda soygun düzeneğini peşinde olanların oyununu bozacak kadar gözü karadır. Hatta ardından değil dayak, hapis olacağını bilse de hapishanede yatmayı şeref bilendir.
Biz gazeteciyiz, halkımız ve ülkemiz için varız.
Bu vesileyle tüm gazetecilerin, 24 Temmuz Basın Özgürlüğü için Mücadele Gününü kutluyorum.
