USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

OSMAN ÖREN

01-12-2022
Atalarımız hedefi olmayan insanı denizde pusulası şaşmış bir gemiye benzetiyor. Hani kılavuzu olmayan bir gemi durmadan etrafında dönüp durur ya. Biz de on yıllardır öyleyiz. Geçmişte ne siyasetçilerimizden ne de bürokratlardan ilimiz ile ilgili bir vizyon programına tanık olmadık. Yağmur hep şarıl şarıl denize yağdı; komşu illere.
Geçmişte seçilen ve atananlar neredeyse şehrin sorunlarıyla ilgilenmekten çok, Siirt'i bir üst basamağa ulaşmak için sıçrama tahtası, siyasette ikbal edinme makamı olarak gördüler. Halkın beklentilerinden çok Ankara'ya nasıl şirin görüneceklerinin hesabını yaptılar. Benzinliklerdeki yıkama ustalarına ders verecek kadar tecrübe edindiler.
Ama artık şartlar değişti.
Yeni dönemde AK Parti Siirt Milletvekili Osman Ören ile siyasetin karakteri de değişti. Artık oturup bekleyerek hizmetin ayağımıza gelmeyeceğini anladık. Bizzat Ankara'da Bakanlıkların kapısı çala çala, hatta aşındırılarak, ısrarla talep edilerek çözülüyor.
Kent meydanı, Kezer mesire alanı, Beğendik yolu köprüsü Osman Ören'in ısrarlarının sonucu olan kazanımlarımızdır. Yine Siirt'i Şırnak ve Mardin'le birleştirecek Eruh tüneli, Siirt-Şirvan-Pervari yolu, yeni yapılacak 400 yataklı devlet hastanesi binası da onun eseridir. Tıp Fakültesinin işlevinin artırılması, tren ve askeri alanların şehrin dışına çıkarılması da onun uzak hedefleri arasındadır. Bunlar dile gelenler; hayallerini ise ondan başkası bilmez.
Burada sadece iş milletvekilliyle de bitmiyor. Kurumları harekete geçirecek çok yetkili bürokratlarımızın da sorumluluk alma zamanı geldi.
Ve biliyoruz ki 40 yıl önce Avrupalıların güçlerini birleştirerek yaptığı gibi yapmak en doğrusudur. Bu yüzden önce adaleti sonra liyakati esas alan bir anlayışın hâkim olmasını istiyoruz.
Bizim denize dökülen bir tek yağmur damlasını bile heba edecek vaktimiz kalmadı. O yağmur suyunu bağımıza, bahçemize akıtacak bentleri hep beraber inşa etme zamanıdır.
Sonuç olarak
Biz oylarımızla cellatlarımızı değil, doktorlarımızı ve hasta bakıcılarımızı seçtik. Yaramıza merhem olmayacak, aksine tedavimizi geciktirecek sosyal ve siyasi doktorları teşhir etmeyi görev biliyoruz.
Ve bunun için de diyoruz ki ya inşa edeceğiz ya imha olacağız.
Ya Osman Ören ve onun gibi vizyon sahipleriyle ihya olacağız ya da kanser hastalarını masaj yaparak tedavi etmeye çalışan doktorlar gibi ideolojik körlük peşinde koşan malum siyasilerin amaçlarına yem olacağız.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?